13 Ağustos 2007 Pazartesi

Franz Kafka'nın Dönüşüm Romanına İlişkin Bazı Değerlendirmeler


Kafka, yaşadığı dönemin en büyük yazarlarından birisidir. Toplumsal ve bireysel sorunlarını kendi yaşadıklarından yola çıkarak anlatmaya çalışır. Kafka’nın annesi zengin bir alman yahudisidir. Babası önce bir işçi iken, sonradan zengin olan bir tüccardır. Kafka’nın içedönük ve huzursuz bir kişiliğini vardır. Çeşitli ailevi ve toplumsal sebepler yüzünden çevresine yabancılaşarak büyür. çek kökenli bir aileden geldiği halde almanca’yı ana dili olarak kullanan kafka, kendisini tam anlamıyla bir alman olarak göremedi.
Kafka,1906'da hukuk eğitimine başlar. Eğitimini tamamladıktan sonra bir sigorta şirketine girer. Dönemin ünlü edebiyatçısı Max Brod ile tanışıp, Prag edebiyat çevresine katılır. Sigorta şirketinde çalışmaya başladıktan sonra yabancılaşma duygusu iyice gelişen Kafka 1912'de Felice Bauer ile tanışır. Felice ile nişanlanmasına rağmen evlenemez.. Bu ilişkiden geriye beş yüzü aşkın mektup bırakır. Birinci Dünya Savaşı sırasında fiziksel yetersizlik nedeniyle askere alınmaz. 1917 yılında vereme yakalandığı anlaşılır. Nazilerin Çekoslovakya'yı işgali sırasında üç kız kardeşi de toplama kamplarında öldürülür.

Kafka, roman ve öykülerinde toplumsal kurumları eleştirmiş, en genel anlamda da kapitalist ekonomik sistemi ve kapitalizmin felsefesini oluşturan modernizemi dolaylı bir şekilde eleştirir. Kafka’nın yaşadığı dönem, kapitalizmin klasik aşaması olan endüstrileşme- sanayileşme aşamasıdır. Bu dönemde kapitalizm, batı ülkelerinin dışında dünyaya henüz yayılmamıştır. Batı, kapitalizmi kendi içinde yaşamaktadır.
Kafka yaşadığı döneme tanıklık eder. Roman ve öykülerinde ana temalar yabancılaşma, insanların mekanikleşmesi, bürokrasinin getirdiği katı kurallar, devletin ve ailenin bireyler üzerinde kurduğu otorite vb. kavramlar üzerinedir. Kafka, eserlerinde kapitalist sistem içerisindeki toplumsal ilişkilerin çarpıklığını, acımasızlığını, insani olmayan boyutlarına vugu yapar. Anlatım dili zengin imgelerle doludur.
Kafka dönüşüm romanında da oğul ve baba ilişkisini anlatır. Aynı şekilde Yabancılaşma kavramı Dönüşüm’de, güçlü biçimde anlatılmaya çalışılmaktadır. Bir sabah yatağında bir böcek olarak uyanan Gregor Samsa, istemi dışında oluşan bu dönüşümü bir türlü kabul etmek istemez. Ailesi ve patronu, bir şaşkınlıktan sonra, onun bir böcek olduğunu kabul ederler. Böcek olunca, yeni bir konuma giren Gregor Samsa, o güne kadar sürdürdüğü yaşama, çevresine, bambaşka bir gözle bakmaya başlar.

Dönüşüm, toplum içerisindeki bireyin trajedisini anlatır. Aynı şekilde dönüşüm, aile kurumunun bireyin üzerindeki otoritesinden, hâkimiyetinden ve bireyi yok edici yanlarından bahseder. Birey, toplumsal sürünün dışına çıktığında ezen toplumun realitesiyle karşı karşıya kalır. Dönüşüm’de toplumsal ilişkilerin kurallarına, kalıplarına bilinç düzeyinde başkaldıran bireyin trajedisini çarpıcı biçimde dile getirilir. Gregor Samsa'nın başkalaşması, eleştirmeyen, ama yalnızca 'boyun eğen' bir toplum teki olmaktan çıkma anlamını taşır.

Gregor Samsa, dönüşüm geçirdiği güne kadar uslu oturduğu sürece de benimsenip sevilmiştir. Samsa’nın başkaldırısı bilinçaltında başlamıştır. Gregor Samsa’nın böceğe dönüşmesini, gerçekte artık başkalaşmasıdır. Böceğe dönüştüğünden itibaren, böceğin iğrençliği, çizgisi sürüyle uyuşmayan bağımsız bireyin iticiliğiyle özdeştir.

Kafka’nın dönüşüm eserinde gülmece öğesi yoğun bir şekilde hissedilir. Romanda anlatılarak sözü edilen hayvan aslında, insandır.

Özetle Dönüşüm romanında işlediği konu 20. yüzyılın sanayi sonrası batı toplumun açmazını ve içine düştüğü yalnızlık ve yabancılaşma sürecini çok iyi gözlemlemiş ve işlemiştir.

Hiç yorum yok: