26 Ağustos 2007 Pazar

Sosyal Bir Sistem Olarak Kapitalizm


Kapitalizm, batı toplumların tarihsel koşullar içerisinde ortaya çıkmış, önce İngiltere’de sonra batı Avrupa ülkelerinde yayılmış bir toplumsal sistemdir. Bu sistemin öncelikle ekonomik ve ideolojik temelli vardır. Ortaya çıkışından günümüze kadar büyük değişimler yaşayan bu sistemin altyapısı toplumsal eşitsizliğe dayalıdır. Özünde değişmeyen şey: Bir tarafta yöneticiler, yönetenler (karar vericiler) yani zenginler, elitler, ezenler diğer tarafta yönetilenler, çalışanlar ( halk) yani yoksullar, ezilenler vardır. Yönetim anlayışında sözde bir demokrasi vardır. Gerçekte oligarşik (belirli azınlığın çoğunluğu yönettiği bir yönetim anlayışı) bir yapı vardır. Hukuk, siyasal ve sosyal yapı, güçlünün, zengin elitlerin çıkarına göre düzenlenmiştir.Bu sistemde tüm özgürlükler paraya bağlanmıştır. Kısacası paranız kadar özgürlüğünüz vardır.


Kapitalizmin tarihini, gelişimini, ekonomik ve politik anlayışına bakıp incelediğimizde günümüzdeki var olan pek çok toplumsal sorunun kaynağında bu sistemden kaynaklandığı görülmektedir.Kapitalizmi anlamadan, geçmişini bilmeden, günümüzdeki insanlar arasında kitleler arasında, devletlerarasındaki çatışmayı ve savaşları anlayamayız. Çünkü bu sistem insanı merkeze koymayan hep sömüren bir sistemdir. Günümüze kadar gelişip yayılması varlığını devam ettirmişse bunu kullandığı zoraki şiddete borçludur. Bunun için vahşi kapitalizm denilmektedir.Kapitalizm’in günümüzde kendisini toplumsal alanda yeniden yapılandırdığı araçların başında medya gelmektedir.


Medya aracılığıyla toplumun her alanı kontrol altında tutulmaktadır. Medya, insanların ilgisini ve dikkatini çeken her şeyle ilgilenir. Bunlar genelde insanlara haz veren şeylerdir. Eğlence oyun, seks, yiyecekler, giyecekler, oyuncaklar, mutluluk acı, umut vb. Hangi dili konuşuyorsanız, hangi renktenseniz, hangi dindenseniz sistemein medyası o olur ve sizinle ustaca ilişkiye girer.Medya gücünü bilimsel ve teknolojik gelişmelerden aldığı gibi insan doğasına ait bilgilerden de almaktadır.



Günümüzde, modern savaşların araçları değişmiştir. Eskiden tank ve toplarla yapılan savaşların yerini teknoloji ve iletişim savaşları almaktadır. Televizyon ve Internet yeni savaş teknolojisinin en önemli önde gelen araçlardır. Bu araçlarla milyonlarca insan kan dökülmeden tutsak edilmekte ve esir alınabilmektedir.


Kitle iletişim araçlarının egemenlerin güçlülerin çıkarına endeksli gelişimi, insanoğluna zarar veren bir noktaya taşınmıştır. Bugün toplumsal alanda nükleer savaşlardan daha etkili ekonomik ve psikolojik bir savaş hüküm sürmektedir. Bilgi çağında yaşıyoruz ama bilgi gücünü zenginler kitlelerin üzerinde tahakküm aracı olarak en iyi şekilde kullanmaktadır. Zenginler zenginliklerinin kaynağı olarak gördükleri yığınların kontrolünü ellerinde tutma arzusu, onlara egemen olama ve hükmetme arzusunu psikolojik savaş yöntemleriyle gerçekleştirmeyi sürdürmektedir.


Toplumsal sistem içinde alt sınıf insanların sayısı her geçen gün artmakta alt sınıf inanları yaşadıkları sosyal sorunların kaynağını ve düşmanını artık tanımamaktadır. Elit zengin sınıfı büyük bir dayanışma içerisinde örgütlenirken yönetilen kitleler din, milliyetçilik, etnik yapı gibi nedenlerle birbirine düşmüştür.Kitle iletişimi araçları, kapitalist toplumsal sistemde çoğunlukla egemen sınıfın lehine işlemekte, bu araçlar sömürü sisteminin bir ürünü olmakta ve egemen güçlerin güçlerine güç katan bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.

Hiç yorum yok: